Yumurta kabuğu zarı ve kolajen desteği
Yumurtayı tanıyalım
Yumurta kolay ulaşılabilen, çabuk hazırlanan, çok iyi bir besin kaynağıdır. Yumurta sarısı yağ, beyazı protein, kabuğu mineral kaynağıdır. Ayrıca yumurta sarısı A, D, E, K, B2, B6 ve B9 vitaminleri, beyazı ise B1, B2, B9 ve B12 vitaminlerini içerir.
Yumurta içerdiği ksantofil pigmenti aracılığıyla kanser riskinin azaltılması, katarakt oluşumunun engellenmesinde görev alır. Protein içeriği çocuklarda beyin gelişimine destek olur, hafızayı güçlendirir. Kas gelişimine destek verir. Kolin içeriği ile karaciğer fonksiyonlarına katkı sağlar. Selenyum içeriği ile antioksidan özellik taşır. Aminoasit içeriği ile de bağışıklık sistemine destek verir, enfeksiyonlara karşı korur.
Yumurtanın yapısı
Yumurta temel olarak sarı kısım (%28), beyaz kısım (%62) ve kabuk (%10) kısmından oluşur.
- Yumurta sarısı: Yüksek besin değeri yanında tavukların üremesi için gereklidir. Embriyoyu besler. Sarı rengin tonu tavuğun beslenme alışkanlığına göre değişir. Vitellin zarı denilen bir zar ile yumurta beyazından ayrılır. 100 gr yumurta sarısı 27 gram toplam yağ (10 gram doymuş yağ), 3,6 gram karbonhidrat (0,6 gram şeker) içerir ve toplam kalori değeri 321 kcal’dir.
- Yumurta beyazı: Yumurta sarısı ile yumurta kabuğu arasında yer alır. Yumurta albümini olarak bilinir. Hem yumurta sarısına hem de kabuğuna bağlarla bağlanır. Bu bağlarla yumurta sarısını askıda tutar. 100 gr yumurta beyazı 0,2 gram toplam yağ (doymuş yağ yok), 0,7 gram karbonhidrat (tamamı şeker) içerir ve toplam kalori değeri 51 kcal’dir.
- Yumurta kabuğu: Yumurta sarısı ve beyazını korur. Yüzeyinde bulunan küçük delikler (porlar) hem hava ve su ihtiyacını karşılar hem de dış etkenlere, mikroorganizmalara karşı kalkan görevi görür. Bir yumurta da ortalama olarak 10 bin adet por vardır. Kabuk rengi tavukların cinslerine göre farklılık gösterebilir. Ancak beyaz veya sarı yumurta arasında besin değeri farklılığı yoktur.
Yumurta kabuğu iki adet zar içerir. Biri yumurta beyazı ile komşuluk yaptığı yüzeydedir. Buna iç zar denir. İç zarın duşunda hava boşluğu yer alır. Onunda üzerinde dış zar bulunur.
Yumurta kabuğunun hemen tamamı kalsiyum karbonat içerir. Az miktarda magnezyum karbonat ve kalsiyum fosfat bulunur. Tavuğun büyük partiküllü kalsiyum kaynakları ile (kireç taşı gibi) beslenmesi halinde yumurta kabuğunun kalsiyum içeriği daha fazla, dolayısı daha sert bir kabuk oluşacak, verim artacaktır.
Kalsiyum kemiklerin korunması, kasların çalışması, damarların genişleyebilmesi, hormonların üretilebilmesi için gerekli olan önemli bir mineraldir. Yeterli miktarda alınamazsa vücut kalsiyum ihtiyacını kemiklerdeki depolardan karşılamaya çalışır. Bu da kemik erimesi ile sonuçlanabilir. Kalsiyum ihtiyacı ortalama bir yetişkin için günlük 1200 mg kadardır. Bu ihtiyaç genellikle süt ve süt ürünleri, kuruyemişler, yeşil yapraklı sebzelerden karşılanır. Yumurta kabuğu %94 oranında kalsiyum karbonat içerir. Yani tek bir yumurta kabuğunun ortalama 2000 mg kadar kalsiyum içerebildiği söylenebilir. Bu değer bir yetişkinin günlük alması gereken değerden fazladır. Uygun şekilde üretilmiş, salmonella gibi enfeksiyon ajanlarının olmadığından emin olunan bir yumurta kabuğunun toz haline getirilip alınması ile günlük kalsiyum ihtiyacı karşılanmış olabilir.
Yumurta da yer alan hava boşluğu önemlidir. Bu boşluk küçükse yumurta taze anlamına gelir. Yumurta bekledikçe hava boşluğu büyür. Tuzlu suya konan bayat yumurtanın yüzeye çıkmasının nedeni de budur.
Yumurta binlerce yıldır et, süt gibi temel gıda maddesi olarak kullanılmıştır. Ancak son dönemde yumurtanın kabuğunun da kullanım alanları gelişmiştir. Artık bir atık maddesi olarak belediyelerin katı atık toplama merkezlerine atılmamaktadır. İçerdiği minerallerden dolayı yem üretiminde hayvanların kemik gelişimine destek vermek amacıyla kullanılmaktadır. Ancak salmonella bakterisi taşıma riski nedeniyle bazı özel işlemlerden geçirilmektedir. Bunun dışında da bitki üretimi, kağıt üretimi, boya sanayii, kompozit dolgu malzemesi imalatı gibi birçok alanda kullanımı gelişmektedir.
Yumurta kabuğu zarının içeriği
Yapısal olarak protein, kül ve glikozdan oluşur. Yumurta kabuğu zarının bazı bileşenleri şunlardır:
- Kolajen (kozmetik ürünlerde kullanılır),
- Sialik asit (vücudun kendi hücrelerine saldırdığı otoimmun hastalıkların gelişimini engelleyen, bağışıklık sisteminin bir parçasıdır),
- Lizozim (bakteri hücre duvarını parçalayan, bağışıklık sisteminin önemli bir parçası enzimdir),
- Beta-N asetil glukozaminidaz (bağışıklık sisteminin bir parçası, aynı zamanda böbrek hasarının göstergelerindendir),
- Lizin (temel aminoasitlerdendir, kalsiyum emilimi, kas proteinlerinin üretimi, cerrahi işlemlerden veya yaralanmalardan sonra iyileşme sürecine destek olur, bazı bağışıklık sistemi hücrelerinin sentezinde rol alır),
- Prolin (temel aminoasitlerdendir, eklemlerin korunması, kalp damar hastalıklarının önlenmesi, kolajen üretimi, bazı bağışıklık hücrelerinin sentezi, doku iyileşmesine destek olmak gibi görevler üstlenir),
- Alanin (karaciğer fonksiyonlarına katkı veren, şekerden enerji üretiminde görev alan, yoğun fiziksel aktivite sırasında kasları korumaya yardımcı olan bir aminoasittir),
- Sistein (antioksidan etkinlik gösteren, kolajen üretimine destek olan, karaciğer, mide bağırsak sisteminin korunması ve kas gelişiminde rol oynayan bir aminoasittir),
- Fenilalanin (birçok proteinin sentezinde rol oynayan bir aminoasittir, eksikliğinde depresyon, iştahsızlık, yeme bozuklukları vs görülür),
- Dermatan sülfat (kan pıhtılaşması üzerine görevleri olan, gözde korneanın saydamlığına katkı veren, damar kaslarında etkinlik gösteren bir glikozaminoglikandır),
- Kondroitin sülfat (eklemlerde kıkırdak doku üzerine etkinliği olan, lifleri birarada tutan bir glikozaminoglikandır),
- Hiyaluronik asit (hücre gelişimi ve yara tamirinde rol alan, eklemlere kayganlık veren, darbelere karşı dayanıklılığını artıran bir glikozaminoglikandır),
- Keratan sülfat (kondroitin sülfat ile birlikte eklemlerde kıkırdak doku üzerine etkinlik gösteren, lifleri bir arada tutan bir glikozaminoglikandır).
Kolajen desteği nedir?
Kolajen vücut için önemli proteinlerden birisidir. Cilde esneklik kazandırır, vücudun dış etkenlere karşı dayanıklılığını artırır, kemik ve kas dokusu için gereklidir. Selülit oluşumu riskini azaltır. Sindirime destek olur. Eklem hareketlerini kolaylaştırır. Yara iyileşme süresini kısaltır.
19 farklı kolajen tipi vardır. Tip 1 kolajen tendonlar ve cilt için gereklidir. Tip 2 kolajen kıkırdak dokular için gereklidir. Tip 5 kolajen hücre zarı, saçlar ve plasenta için, tip 10 kolajen ise yine eklemler için gerekli bir proteindir. Kolajen eksikliğinde saçlar kolay kırılır, ciltte kırışıklıklar olur, eklem ağrıları ve kaslarda güçsüzlük görülebilir.
Vücudun kolajen ihtiyacı doğal besinlerle karşılanabilir. Et ve kemik suyu tip 1 ve tip 2 kolajen açısından zengindir. Bazı sebze ve meyveler, sarımsak, fasulye gibi gıdalarda kolajen ihtiyacının karşılanmasında faydalı olabilir. Ancak bazı hastalıklarda doğal besinlerden alınan kolajen yetersiz kaldığında takviye ürünlere ihtiyaç olabilir.
Yumurta kabuğu zarı tip 1, tip 5 ve tip 10 formda kolajen için zengin bir kaynaktır. Özellikle et ve kemik suyu gibi zengin kolajen kaynaklarından alınamayan tip 5 ve tip 10 kolajen ihtiyacının karşılanmasında önemli bir kaynak olabilir. Romatizmal hastalıklarda, eklem ve kas hastalıklarında, yaşlanmanın geciktirilmesi amacıyla, saç bakımında yumurta zarı kabuğu ihtiyaç duyulan kolajen ve beraberinde hiyaluronik asit gibi diğer glikozaminoglikanları karşılayabilir. Ancak üzerinde çok daha fazla araştırma yapılması gereken bu ürünleri mutlaka hekim önerisi ve takibinde kullanmakta fayda vardır.
Yumurta kabuğu zarının kullanımı
Yumurta kabuğu zarı birçok alanda kullanılmaktadır. Ancak zarın ayrılması özel işlem gerektirir. Bu işlemlerinden geçirilerek çeşitli alanlarda kullanıma sunulan yumurta zarı piyasasının yaklaşık 125 milyon Amerikan Doları olduğu ve bunun her geçen sene yaklaşık %10 büyüdüğü düşünülmektedir.
Yumurta kabuğu zarının kullanım alanları:
- Gıda takviyesi: Stronsiyum, florin, ve selenyum içeren kalsiyum tabletleri üretiminde kullanılır.
- Tıbbi malzeme üretimi: Kollajen maddesi nedeniyle bandajlar, yara bandı, cerrahi implantlarda kullanılmaktadır.
- Tedavi edici: Osteoporozu önleme amacıyla kullanılan ilaçlarda, doku jenerasyonunda kullanılmaktadır. Yanıklarda, metal zehirlenmelerinde kullanım alanı bulur. Bağışıklık sistemi hücrelerine olan etkisi nedeniyle yara iyileşmesinde kullanılır.
- Antibakteriyel etkinlik: İçerdiği ovocalyxin-36 proteininin antibakteriyel etkinliğinden faydalanılır. Yara iyileşmesine katkı sağlar. Mide bağırsak hastalıklarında destek olur.
- Kozmetik ürünler: Yüz maskesi, yüz yıkama jeli, yüz kremi, diş macunu ve diş parlatıcısı olarak kullanım alanları mevcuttur.
- Anti-aging: Yaşlanmayı geciktirme özelliğiyle kişisel bakım ve kozmetik endüstrisinde kullanılmaktadır. Krem ve nemlendirici olarak kırışıklık önleyici etkinliğinden faydalanılır.
- Kemiklere destek: Kollajen, hiyaluronik asit, kondroidin sülfat gibi maddeler kemik yoğunluğunu artırır. Osteoartrit (eklem kireçlenmesi) hastalığında destek tedavisi olarak kullanılır. Eklemlerin hareketliliğini ve esnekliğini destekler.
- Evcil hayvan maması: Evcil hayvanlarda kemik gelişimi ve desteklenmesi amacıyla mamalarda kullanılır.
Sonuç
Yumurta kabuğu zarı temelde yumurta atıklarının değerlendirilmesi amacıyla kullanılmaya başlanmış, daha sonra içeriği nedeniyle bazı hususlarda faydalı olabileceği değerlendirilmiş ve kullanıma sunulmuş yeni bir üründür. Kullanıma sunulan ve hastalıkların tedavisinde kullanılan ürünler ilaç değil destek ürünleridir. Bunların yeni ürünler olduğu, etkinliklerine ilişkin çok daha fazla çalışma yapılması gerektiği unutulmamalıdır.
Piyasada yumurta kabuğu zarı adı altında çok sayıda ürün satıştadır. Bu ürünleri alırken resmi kurumlardan izinlerinin olup olmadığına dikkat etmek gerekir. Resmi kurumlarca piyasa denetimleri düzenli olarak yapılıyor olsa da gözden kaçan, farklı şekillerde piyasaya sürülen, elektronik ortamda denetimsiz satılan ürünler sağlığınız açısından daha kötü sonuçlar verebilir.
Bu ürünleri mutlaka uzman önerisi ve takibinde kullanmanız gerekir. Hastalığınıza ilişkin uzman önerisi ile kullandığınız ürünleri bırakıp bunlara başlamak zararlı olabilir. Bazen de kullandığınız diğer ilaçlarla bu ürünler, etken maddesi veya katkı maddelerinden dolayı etkileşime girebilir. Asıl tedavinizin etkinliğini azaltabilir, yan etkiler geliştirebilir. Bu nedenle mutlaka doktorunuza danışarak kullanın.