Prostat kanserinin tedavisi
Prostat kanseri tedavisinde amaç hastalığı kontrol altında tutmaktır. Tüm hastalara mutlaka müdahale edilmesi gerekmez. Bazı hastalar takip altında tutulur. Hastanın günlük faaliyetlerinin etkilenmemesi, diğer organ ve dokulara zarar vermemesi hedeflenir. Bazı hastalar ise müdahale için geç kalınmış dönemde tanı alabilir. Bunlara da hastanın yaşamını kolaylaştıracak, şikayetlerini rahatlatacak tedaviler önerilir.
Prostat kanseri tedavisi alanında uzman bir ekip tarafından planlanır. Hastanın yaşı, ilave hastalığının olup olmadığı, kanserin evresi, türü, yayılımı tedavi planını etkileyecektir. Tedavi planı uzman ekibin önerisi ve hastanın onayıyla yapılır.
Prostat kanseri tedavisinde uygulanan tüm tedavi seçeneklerinin az ya da çok yan etkisi vardır. Takip eden ekip yan etkileri de izleyecek ve gerektiğinde hastaya destek olacaktır.
Prostat Kanseri Tedavi Seçenekleri:
Takip: Bazı prostat kanseri türleri hızlı büyümez ve etraf doku ya da organlara geç yayılır. Özellikle erken evre prostat kanserlerinde risk düşük ise herhangi bir müdahale de bulunmadan hasta takip edilebilir. Bu seçenek çoğunlukla hastanın yaşı, ilave hastalığı ve tedaviye bağlı yan etkileri tolere edemeyeceği endişesi ile uygulanır. Takip aşamasında belli aralıklarla hastanın PSA değeri izlenir, muayeneleri yapılır ve gerekirse görüntüleme yöntemleri ile kanser büyüklüğü, yayılım riski değerlendirilir.
Cerrahi Tedavi: Etraf dokulara ya da organlara yayılım göstermemiş prostat kanserlerinde veya üreteri iyice daraltan ilerlemiş kanserlerde bir seçenek olarak uygulanabilir. Prostat dokusu, lenf nodları, damarları ve etraf doku ile birlikte radikal şekilde çıkarılır.
Açık cerrahi olabileceği gibi kapalı laparoskopik cerrahi, robotik cerrahi uygulanabilir. Hasta uygulanan cerrahi türüne göre 3-7 gün hastanede kalır. Anesteziye bağlı komplikasyonlar, kanama, idrar problemleri, ağrı olabilir. Destek tedavileri ile kolaylıkla üstesinden gelinebilir komplikasyonlardır.
Cerrahi sonrası PSA değerleri hızla düzelir. Bazı hastalarda sık idrara çıkma, idrar kaçırma, idrarda kan gelmesi şikayetleri olabilir. Ereksiyon problemleri görülür. Kısırlık riski nedeniyle, hastalar ilerde tüp bebek yönteminden yararlanmak üzere sperm örneklerini saklamak isteyebilir.
Cerrahi tedavi uygulanan hastalarda ilerleyen yıllarda nüks riski vardır.
Kriyoterapi: Özellikle başka organlara yayılmamış, prostat ile sınırlı kanserlerde kullanılabilir. Rektumdan girilerek prostat dokusu dondurulur. Bu sayede kanserli hücreler öldürülür ve ilerlemesi durdurulur. Sağlam dokulara da zarar verebilir. Ereksiyon sorunları ve kısırlık görülebilir. Yaygın kullanımı yoktur.
Radyoterapi: Cerrahi tedavi kadar etkin bir yöntemdir. Deri üzerinden veya penis içinden uygulanabilir. Genellikle deri üzerinden uygulanır. Tedavi yaklaşık 8 hafta sürer. Haftada 5 gün yaklaşık 10 dakika ışın verilir. Bu arada sağlam dokularında korunması önemlidir.
Erken evre prostat kanserlerinde tedavi amaçlı tek başına kullanılabilir. Ayrıca diğer tedavi seçeneklerine yardımcı olmak ve tümörlü dokuyu küçültmek, ilerlemiş vakalarda hastanın şikayetlerini rahatlatmak ve yaşantısını kolaylaştırmak amacıyla da kullanılabilir.
Beraberinde, öncesinde veya sonrasında hormon tedavisi uygulanabilir. Bu şekilde hem radyasyon uygulanan alanı küçültmek hem de geride kanserli hücre kalması riskini azaltmak amaçlanır.
Radyoterapi öncesinde hastaya bilgisayarlı tomografi uygulanır. Amaç tümörlü alanın sınırlarını belirlemektir. Radyasyon kanser hücreleri yanı sıra normal hücrelere de zarar verdiğinden diğer sağlam dokuların korunması gerekir.
Radyoterapiye bağlı olası yan etkiler:
- Halsizlik,
- İdrara sık çıkma (özellikle tedavinin 3. haftasından itibaren),
- İdrarla kan gelmesi,
- Rektumdan kan gelmesi,
- Enfeksiyonlara yatkınlık görülebilir.
Yan etkilerin çoğu tedavi sonrası düzelir. Ancak bazı hastalarda idrar kaçırma devam edebilir. Ereksiyon problemleri görülür. Kısırlık olabilir.
PSA değerleri hemen düşmez. Bazen tedaviyle birlikte bir miktar artış olabilir. PSA değerlerinin düzelmesi 2 yılı alabilir.
Radyoterapi ile prostat dokusu ve etraf dokularda yapışma olduğundan nüks durumunda cerrahi tedavi şansı azalır. Bu nedenle radyoterapinin iyi planlanması gerekir.
Hormon tedavisi: Amaç kanser hücrelerinin vücuda tanıtılmasıdır. Genellikle diğer tedavilerle birlikte kullanılır. Radyoterapi öncesi hormon tedavisi ışın verilecek prostat alanını küçültür. Sonrasında ise geride kanserli hücre kalmasını engeller.
Hormon tedavisi testosterona duyarlı prostat kanseri hücrelerinin beslenme kaynağının kesilmesi için verilir. Testosteron üretiminin durdurulması veya fonksiyonlarının engellenmesi istenir. Bu amaçla orşiektomi uygulanabileceği gibi ağızdan veya damar yoluyla ilaçlar da verilebilir.
Hormon tedavisinin halsizlik, terleme, kilo alma, ateş basması gibi bazı yan etkileri görülebilir.
Kemoterapi: Prostat kanserinin diğer organ ya da dokulara yayıldığı hastalarda kemoterapi kullanılabilir. Kanseri tedavi etmeyebilir ancak yayılımını kontrol eder ve hastanın şikayetlerini azaltır. Takip eden ekip hastanın kemoterapi ihtiyacı olup olmadığını, varsa ne tür bir tedavi protokolü uygulanacağını belirler.
Kemoterapi uygulamalarının bazı yan etkileri vardır. Enfeksiyonlara yatkınlık, saç dökülmesi, ağızda yaralar, iştah kaybı, halsizlik, yorgunluk, bulantı, kusma bunlardan bazılarıdır. Yan etkiler kullanılan tedavi protokolüne göre değişir. Tedavi ekibi hastayı olası yan etkiler konusunda bilgilendirir, mücadele etme yöntemlerini öğretir, gerekirse destek tedavileri uygular.
Steroidler: İyice ilerlemiş, hormon tedavisine cevap vermeyen vakalarda tümörü küçültmek, ilerlemesini durdurmak için steroidler (deksametazon vs) kullanılır.