Osteoporoz nedir? 

Osteoporoz nedir? 

Osteoporoz kemik kırılganlığının artmasıyla sonuçlanan bir belirtiler bütünüdür. Genellikle kadınlarda zamanla östrojen hormonunun azalmasıyla ortaya çıkar. Erkeklerde de testosterondan östrojene dönüşme sürecinde yavaşlama oluşmaya başlayınca benzer bir tablo ortaya çıkabilir. 

Osteoporoz genellikle kemik kırığı sonrası tespit edilse de daha erken dönemde kırılganlık tespit edilebilir. Bu durumda kemik zayıflığı “osteopenik” veya “psödo-osteoporotik” olarak ifade edilir. Osteopenik kemiklerin, ileri yaş nedeniyle zayıf görme ve denge kaybından kaynaklanan düşmeler ve diğer çarpmalar ve darbeler nedeniyle kırılma olasılığı daha yüksektir. Kemikleri en çok kırma ihtimali olan unsur kasların kendisidir. Çünkü kasların çekme kuvveti kemikleri kırabilir. Ancak ileri yaşlarda kaslar da zayıflamaya başlayacağı için bu risk nispeten azalır.  

Vücudumuz östrojen azlığını kompanse edebilmek için yağ hücrelerinden “aromataz” denilen bir enzimle östrojen kaynağı bulur. Ayrıca böbrek üstü bezlerinden ve yumurtalıklardan da östrojen üretimini sağlar. Ancak bu kaynaklar da zamanla azalabilir ve nihayetinde osteoporoz gelişebilir. 

Kemikler vücudumuzun iskeletini oluştururlar. İçlerinde kemik dokusu ile beraber kan ve sinir dokuları da bulunur. Vücudumuzun kalsiyum deposudurlar. Kalsiyumun %99’u kemiklerde bulunur. Ayrıca kemikler nöronlar gibi CGRP (kalsitonin gen ilişkili peptit), GABA (γ-amino bütirik asit), glutamat ve serotonin gibi nörotransmitterleri salgılamak, yeniden biriktirmek ve bunlara yanıt vermek üzere donatılmışlardır. İçlerinde yeni kemik hücreleri oluşturan osteositler ve osteoblastlar taşırlar. Bununla birlikte kendi hücrelerini yok eden osteoklast gibi hücreleri de taşırlar. Bu osteoklast hücrelerini kemik hasarlarında oluşan hasarlı kemik dokularını temizleyen bakım ekibi olarak da düşünebiliriz.   

İlerleyen yaşlarda kemiklerin bakım onarımı sürekli yapıldığı için kemik dokusu içerisinde ölü kemik dokularını taşıyan Havers kanalcıkları iyice çoğalır ve kemik dokusu kurt yeniği gibi kanalcıklarla dolu zayıf bir hal almaya başlar. Zamanla yıkım yapımın önüne geçer. Tamirat yetişememeye başlar. Aynı zamanda östrojen eksikliği de osteoklast denilen kemik yıkım hücrelerini artırır.  

Vücudumuzdaki yağ hücreleri, nöronlar ve kemik yapımını sağlayan osteoblastlar “Leptin” adı verilen bir protein üretirler. Vücudun yağ yükü azaldıkça bu leptin proteininin üretimi de düşer. Leptin vücutta bir enerji monitörüdür. Yani vücudun yağ depoları enerji sağlayamayacak kadar kısıtlı hale geldiyse, leptin diğer sistemlere bir salgı göndererek enerji ihtiyacını artıracak faaliyetleri kısıtlar. Örneğin yumurtalıkların üreme yeteneğini ve yumurtalık döngüsünü kapatır. Diğer taraftan da vücudun diğer bölgelerindeki yağ depolarının kullanılmasını uyarır. Diğer taraftan B-adrenerjik aktiviteyi de uyararak ban basıncını yükseltir. Kan dolaşımını artırır. Enerji taşınmasını hızlandırır.  

Leptin eksikliği kemiklerde osteoklast kemik yıkım hücrelerinin kontrolünü zayıflatır ve bu hücreler daha fazla çalışmaya başlar. Leptin denge seviyesinde ise de osteoblast hücrelerinin kemik onarıcı etkileri artar ve dengeye kavuşur. Menopoz sonrası vücutta bu leptin mekanizması zayıflar. Vücutta osteoklast patlaması oluşur. Leptin kanda kaybolmaya başlar. Osteoporozun nedeni temelde osteoklastların aşırı, osteoblastların yetersiz olduğu durumlarda artan yeniden şekillendirmedir. Kemiklerde aşırı sayıda kazı ekibi ve yetersiz sayıda doldurma ekibinden oluşan yol onarım ekiplerinin giderek daha kırılgan ve çatlamaya meyilli bir yol üretmesi gibidir. 

Osteoporozlu kişilerde en sık görülen yaralanmalar şunlardır: 

  • kırık bilek 
  • kırık kalça 
  • kırık omurga kemikleri (omurlar) 

Bununla birlikte, kol veya pelvis gibi diğer kemiklerde de kırılmalar olabilir. Bazen öksürük veya hapşırma, kaburga kırılmasına veya omurga kemiklerinden birinin kısmen çökmesine neden olabilir. 

Osteoporoz, bir kemik kırılana kadar genellikle ağrılı değildir, ancak omurgadaki kırık kemikler, uzun süreli ağrının yaygın bir nedenidir. 

Kırık bir kemik genellikle osteoporozun ilk belirtisi olsa da, bazı yaşlı insanlar karakteristik kambur (ileri eğik) duruş geliştirirler. Omurgadaki kemikler kırıldığında, vücudun ağırlığını desteklemeyi zorlaştırır. 

Osteoporoz, kemik güçlendirici ilaçlarla tedavi edilebilir. 

Osteoporoz öncesi kemik kaybı (osteopeni) 

Osteoporozdan önceki evreye osteopeni denir. Bu, bir kemik yoğunluğu taramasının, yaşınızın ortalamasından daha düşük kemik yoğunluğunuz olduğunu, ancak osteoporoz olarak sınıflandırılacak kadar düşük olmadığını gösterdiği zamandır. 

Osteopeni her zaman osteoporoza yol açmaz. Bu birçok faktöre bağlıdır. 

Osteopeniniz varsa, kemiklerinizi sağlıklı tutmak ve osteoporoz geliştirme riskinizi azaltmak için atabileceğiniz adımlar vardır. 

Doktorunuz, kemiklerinizin ne kadar zayıf olduğuna ve kemik kırılma riskinize bağlı olarak, osteoporozlu kişilere verilen kemik güçlendirici tedavilerden birini de reçete edebilir. 

Osteoporozun nedenleri 

Kemik kaybetmek yaşlanmanın normal bir parçasıdır, ancak bazı insanlar kemiklerini normalden çok daha hızlı kaybederler. Bu, osteoporoza ve kırık kemik riskinin artmasına neden olabilir. 

Kadınlar ayrıca menopozdan sonraki ilk birkaç yıl içinde hızla kemik kaybederler. Kadınlar, özellikle menopoz erken başlarsa (45 yaşından önce) veya yumurtalıkları alındıysa, erkeklerden daha fazla osteoporoz riski altındadır. 

Ancak osteoporoz erkekleri, genç kadınları ve çocukları da etkileyebilir. 

Aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok başka faktör de osteoporoz gelişme riskini artırabilir: 

  • 3 aydan fazla yüksek doz steroid tablet almak 
  • Diğer tıbbi durumlar (inflamatuar durumlar, hormonla ilgili durumlar veya malabsorpsiyon sorunları gibi) 
  • Ailede osteoporoz öyküsü – özellikle bir ebeveynde kalça kırığı 
  • Birçok kadının meme kanserinden sonra aldığı anti-östrojen tabletleri gibi kemik gücünü veya hormon düzeylerini etkileyebilecek belirli ilaçların uzun süreli kullanımı 
  • Anoreksiya veya bulimia gibi bir yeme bozukluğuna sahip olmak veya sahip olmak 
  • Düşük vücut kitle indeksine (BMI) sahip olmak (zayıflık) 
  • Düzenli egzersiz yapmamak 
  • Aşırı sigara kullanmak 

Osteoporoz ve osteopeni teşhisi 

Doktorunuz osteoporoz olduğundan şüphelenirse, kemik yoğunluğu (dansitesi) ölçümü (DEXA) ve BT gibi görüntüleme cihazları kullanarak ve osteoporoz için özel bir program kullanarak gelecekteki kemik kırılma riskinizi hesaplayabilir, tanı koyabilir. 

Kemik yoğunluğu taraması (DEXA taraması) 

Ayrıca kemik gücünüzü ölçmek için sizi kemik yoğunluğu taramasına sevk edebilirler. Vücudun taranan kısmına bağlı olarak 10 ila 20 dakika süren kısa, ağrısız bir işlemdir. 

Kemik yoğunluğunuz sağlıklı genç bir yetişkininkiyle karşılaştırılabilir.  

Fark, standart sapma (SD) olarak hesaplanır ve T skoru olarak adlandırılır. 

Standart sapma, ortalama veya beklenen bir değere dayalı bir değişkenlik ölçüsüdür. AT puanı: 

  • -1 SD’nin üzerinde normaldir 
  • -1 ile -2,5 SD arası kemik kaybını gösterir ve osteopeni olarak tanımlanır 
  • -2.5’in altı kemik kaybını gösterir ve osteoporoz olarak tanımlanır 

Osteoporoz tedavisi 

Osteoporoz tedavisi, kırık kemiklerin tedavisine ve önlenmesine ve kemiklerinizi güçlendirmek için ilaç almaya dayanır. Menopozun kemik zayıflamasını ve kırılmasını bir şekilde durdurmak için kemik yıkımına sebep olan kısır döngünün kırılması gerekir. Bu da kemiklerdeki osteoklastları azaltarak ve osteoblast ekiplerini artırarak ve leptin düzeyin artırmak gerekir. 

Tedaviye ihtiyacınız olup olmadığına ilişkin karar, gelecekte kemiklerinizin kırılma riskine bağlıdır. Bu, yaşınız, cinsiyetiniz ve kemik yoğunluğu taramanızın sonuçları gibi bir dizi faktöre bağlı olacaktır. 

Tedaviye ihtiyacınız varsa, doktorunuz sizin için en güvenli ve en etkili tedavi planını önerebilir. 

Menopoz sonrası kadınlara östrojen veya raloksifen gibi östrojen taklit eden ilaçların verilmesi (SERM) (Seçici östrojen reseptör modülatörleri) ile kemik yıkımı durdurulabilir. Ancak kemiklerin yeniden yapılması için bu ilaçlar yeterli olmayacaktır. 

Kemik kaybı, alendronat gibi bifosfonatlar (kalsitonin peptidi) ile de azaltılabilir veya hatta durdurulabilir. Ancak bu da kemik oluşumunda kalıcı bir artışa neden olmaz. Bu ilaçlar osteoklast hücrelerini baskılayarak yıkımı durdururlar. Ancak kemiklerin yeniden yapılmasını sağlayan osteoblast hücrelerini artıramadıkları için kemik yeniden yapımı artmaz. Diğer taraftan osteoklast baskılanması kemiklerdeki hasar tamiri sürecini de baskıladığı için kemik kırıklarının artabileceğine dair yorumlar da vardır. Bu nedenle bu kısır döngüyü kırarak osteoblast aktivitesini de uyarak PTH gibi anabolik ilaçlar daha ideal ilaçlar olarak kabul edilmektedir. Özellikle yumurtalıkların alınmasıyla birlikte PTH kullanılması daha faydalı olabilir. Osteoklast oluşumunun fizyolojik inhibitörü olan OPG (osteoprotegerin) ise, osteoblast birikimi ve aktivitesinin uyarılmasını etkilemeden PTH’nin osteoklast oluşumunu seçici olarak durdurması yoluyla PTH osteojenitesini güçlü bir şekilde artırmaktadır. Postmenopozal kemik kaybını yönetmek için OPG postmenopozal kadınlarda kemik rezorpsiyonunu uzun süreli olarak inhibe edebilir. Ayrıca tedavide statinler, D vitamini, steroidler gibi hastanın kliniğine ve diğer rahatsızlıklarına göre yorumlanarak kullanılabilecek alternatif tedaviler de bulunmaktadır. 

Osteoporozun önlenmesi mümkün müdür? 

Hayatta her şeyi önlemek mümkün değildir. Osteoporoz da bunlardan birisidir. Ancak osteoporoz geliştirme riski altındaysanız, kemiklerinizi sağlıklı tutmaya yardımcı olacak adımlar atmalısınız. Bu şunları içerebilir: 

  • Kemiklerinizi mümkün olduğunca güçlü tutmak için düzenli egzersiz yapmak 
  • Sağlıklı beslenme – kalsiyum ve D vitamini açısından zengin gıdalar dahil 
  • 10 mikrogram D vitamini içeren günlük takviye almak 
  • Sigarayı bırakmak ve alkol tüketiminizi azaltmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri yapmak 

Osteoporoz ile yaşamak 

Osteoporoz teşhisi konulursa, düşme şansınızı azaltmak için evinizden tehlikeleri uzaklaştırmak ve düzenli görme testleri ve işitme testleri yaptırmak gibi atabileceğiniz adımlar vardır. 

Bir kırıktan kurtulmanıza yardımcı olmak için şunları kullanmayı deneyebilirsiniz: 

  • Sıcak banyolar ve soğuk paketler gibi sıcak ve soğuk tedaviler 
  • Transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS) – sinirleri uyarmak ve ağrıyı azaltmak için pille çalışan küçük bir cihazın kullanıldığı yer 
  • Rahatlama teknikleri 
Scroll to Top