Menopoz sonrasında kalp ve damar sisteminde meydana gelen değişiklikler
50 yaş üstü kadınlar için en büyük sağlık tehdidi kardiyovasküler hastalıklardır. 45-49 yaşlarındaki kadınlarda, KVH görülme sıklığı aynı yaştaki erkeklerden 3 kat daha düşüktür. Ancak, 75-79 yaşına gelindiğinde bir kadının kalp hastalığı riskinin arttığı ve bir erkeğin yaşına göre riskine eşit olduğu görülmüştür. Özellikle izole sistolik hipertansiyonun yaşlı kadınlarda erkeklerden daha yüksek yaygınlıkta olduğu görülmüştür. Yaşlı hipertansif kadınların daha sert büyük atardamarlara ve daha yüksek nabız basıncına sahip olduğu ve artmış atardamar sertliğinin menopozdan sonra meydana geldiği gösterilmiştir.
Menopoz ve kardiyovasküler değişiklikler
Premenopozal (menopoz öncesi) kadınlarda östrojenler esas olarak yumurtalıklarda, korpus luteumda ve plasentada sentezlenir. Östrojenler ayrıca beyin, cilt, karaciğer ve kalp gibi organlar tarafından da üretilir. Östrojen seviyesi düştüğünde menopozdan sonra kardiyovasküler hastalık riski önemli ölçüde artar. Östrojenin kardiyovasküler hastalıklardaki koruyucu rolü, fibrozisin azalması, anjiyogenez ve vazodilatasyonun uyarılması, mitokondriyal fonksiyonun artması ve oksidatif stresin azalması ile ilişkilidir. Çalışmalar, erken menopoza giren kadınların 60 yaşından önce ölümcül olmayan kardiyovasküler olay geçirme riskinin önemli ölçüde arttığını, ancak 70 yaşından sonra artmadığını, 50-51 yaşlarında menopoza giren kadınlara kıyasla daha az risk taşıdığını göstermektedir. Erken menopoza giren kadınlar klinik pratikte yakın takibe ihtiyaç duyarlar. Dahası, bir kadının menopoza girdiği yaş, kadınlarda kardiyovasküler hastalık riskini değerlendirmede önemli bir faktör olarak düşünülebilir. 40 yaşından önce menopoza giren kadınlar erken menopoz, 40-44 yaş erken menopoz, 45-49 yaş nispeten erken, 50-51 yaş referans kategorisi, 52-54 yaş nispeten geç ve 55 yaş ve üzeri geç menopoz olarak kategorize edilmiştir.
Yakın zamanda yapılan bir meta-analiz, erken menopoza giren kadınların (EM < 45 yaş) arteriyel hipertansiyon (AH) riskinin, menopoz > 45 yaş olan kadınlara kıyasla daha yüksek olduğunu doğrulamıştır. Bu muhtemelen östrojen seviyelerindeki azalmadan kaynaklanmaktadır ve bu da vazokonstriktör faktörlerin, yani endotelin ve anjiyotensinojenin üretimine ve menopoz sırasında östrojen/androjen oranının düşmesine neden olmaktadır.
Kadınların kardiyovasküler rahatsızlıklar açısından, doğru teşhis konulması, doğru revaskülarizasyon prosedüründen geçme olasılıkları daha düşüktür ve büyük bir kardiyak olaydan sağ çıkma olasılıkları erkeklerden daha düşüktür. Müdahale ve önlemeye uygun klinik öncesi hastalığı tanımlamanın yeni yollarını geliştirmek kritik öneme sahiptir.
Kadınların erkeklerden önemli ölçüde farklı risk faktörleri olduğu ve daha fazla mikrovasküler hastalıkla birlikte daha fazla sosyal/duygusal ve otoimmün/inflamatuar riskler içerdiği görülmektedir. Bunun yanısıra vasküler olumsuzluklar ve daha rahatsız edici menopozal vazomotor semptomlar bu riskleri artırmaktadır.
Karotis damarı duvar kalınlığı görülen kadınlarda bu durum bir kardiyak sonraki hastalığın güçlü bir belirtisi olarak kabul edilir. Menopoz öncesi ve sonrası kadınlarda değişken hormon seviyeleri ve damar kalınlaşmaları arasında ilişki bulmuştur. Azalan yumurtalık fonksiyonuyla ilişkili bu değişiklikler nedeniyle, araştırmacılar menopozla ilişkili kardiyovasküler hastalık riskindeki artışı önlemek için hormon tedavisinin kullanımını incelemektedir.
Koroner kalp hastalığının (KKH) sekonder önlenmesinde hormon destek tedavisi açısından yapılan çalışmalarda menopoz dönemi sonrasında hormon destek tedavisi alan kadınların kalp krizi açısından pek avantaj kazanamadıkları, ancak emboli ve trombüs gibi durumları veya safra kesesi hastalıklarının daha düşük seviyede kalmasını sağladığı görülmüştür. Hatta diyabet insidansının dahi %3,5 oranında azaldığı tespit edilmiştir. Ancak halen kalp hastalığı olan kadınlarda hormon tedavisinin herhangi bir avantaj sağlamadığı da görülmüştür. Hatta bu kadınlarda tedavi başlanmasıyla ilk yılda kardiyak olay sıklığı artmaktadır. Bu yüzden bulgularına göre kardiyovasküler hastalıkların sekonder korunmasında postmenopozal hormon replasman tedavisine başlanılmaması gerekir.
Erken postmenopoz döneminde hormon destek tedavisinin kullanımının kardiyovasküler hastalıkların birincil önlenmesinde etkili olabileceği araştırılmış ve herhangi bir avantaj veya koruma sağlamadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, hormon replasman tedavisinin başlangıç yaşından bağımsız olarak, kardiyovasküler hastalıkların birincil önlenmesi için kullanılması önerilmemektedir.
Menopozda lipit profili değişiklikleri ve hormon replasman tedavisi
Menopozun dislipidemiye katkıda bulunma rolü uzun zamandır varsayılmaktadır. Kadınlarda, toplam ve düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterol yaşla birlikte artar ve bu artış menopozla hızlanırken, kardiyoprotektif, yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) azalır. Dahası, HDL kolesterolün koruyucu etkisi, kadınlar menopoza girdikçe azalıyor gibi görünmektedir. Dislipidemi ve kolesterol birikimi menopoz sırasında daha yaygındır ve bu östrojen eksikliği ile ilişkili olabilir. Postmenopozal kadınlarda metabolik sendromun görülme olasılığı premenopozal kadınlara göre 2-3 kat daha fazladır. Lipid profilindeki değişiklikler, postmenopozal kadınlarda HDL düzeylerinde bir azalma ve trigliserit ve LDL kolesterol değerlerinde yaklaşık %10-15 oranında bir artış göstermektedir.Postmenopozal kadınlarda BMI’de artış ve abdominal obezite, premenopozal kadınlara kıyasla yaklaşık 5 kat daha yüksek merkezi obezite riskini göstermektedir. Metabolik sendrom, osteoporoz, vasküler olaylar ve dislipidemi riskini azaltmak için menopoz dönemindeki kadınlar için yaşam tarzı değerlendirmesi ve danışmanlık sağlık bakımının ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Menopoz döneminde sağlıklı bir yaşam tarzı için yeme alışkanlıkları ve uygun bakım çok önemlidir çünkü bunlar tüm kadınlar için geçerlidir ve kolayca değiştirilebilir.
LDL’deki artış, özellikle menopoz geçişinin son kısmıyla ilişkilendirilmiştir ve bu yaşam döneminde östrojen kaybıyla ilişkili görünmektedir. Bu bulguyla uyumlu olarak, geç menopoz geçişiyle ilişkili olarak gözlemlenen damar duvarı kalınlaşmalarında nispeten keskin bir artış vardır. Egzersiz, düşük yağlı diyet ve kolesterol düşürücü ilaçlar yoluyla, yüksek toplam ve LDL kolesterol seviyelerine sahip hastalar bu lipoprotein seviyelerini ve buna bağlı kalp hastalığı riskini önemli ölçüde düşürebilmektedir.
Yapılan araştırmalar hormon replasman tedavirinin kalbi korumadığını göstermektedir. Hatta yüksek LDL kolesterol seviyelerine sahip olan kadınların, hormon kullanımıyla kardiyovasküler hastalıklar açısından özellikle yüksek risk altında olduğu tespit edilmiştir. Kan lipit düzeylerinde beklenen değişiklikler olsa dahi hormon tedavisiyle (LDL’nin azaltılması ve HDL’nin artırılması) koroner kalp hastalığı riskinde bir azalma görülmemiştir.
Menopozun pıhtılaşma üzerine etkisi
Menopozdan sonra pıhtılaşma parametrelerinde değişiklikler görülür. Fibrinojen, plazminojen aktivatör inhibitörü-1 (PAI-1) ve faktör VII dahil olmak üzere prokoagülasyon faktörlerinde artış olur ve bunların hepsi nispeten hiperkoagülabilite durumuna neden olur. Bu artışların yaşlı kadınlarda kardiyovasküler ve serebrovasküler hastalık artışına katkıda bulunan başka bir faktör olduğu düşünülmektedir. Oral östrojen tedavisinin uygulanmasıyla, fibrinojen ve plazminojen düzeylerinde azalma ile kanıtlandığı gibi birçok prokoagülasyon parametresi iyileşir; ancak oral olarak verilen östrojenin karaciğer metabolizmasının artması nedeniyle venöz tromboembolizm (VTE) riski daha yüksektir. Günümüzde kullanılan dozlarda hormon tedavisinin, venöz tromboembolizm (VTE) olaylarında yaklaşık 3 katlık bir artışla ilişkili olduğu tespit edilmiştir.
Kaynaklar:
- Roeca C, Al-Safi Z, Santoro N. The Postmenopausal Women. 2018 Aug 31. In: Feingold KR, Ahmed SF, Anawalt B, Blackman MR, Boyce A, Chrousos G, Corpas E, de Herder WW, Dhatariya K, Dungan K, Hofland J, Kalra S, Kaltsas G, Kapoor N, Koch C, Kopp P, Korbonits M, Kovacs CS, Kuohung W, Laferrère B, Levy M, McGee EA, McLachlan R, Muzumdar R, Purnell J, Rey R, Sahay R, Shah AS, Singer F, Sperling MA, Stratakis CA, Trence DL, Wilson DP, editors. Endotext [Internet]. South Dartmouth (MA): MDText.com, Inc.; 2000–. PMID: 25905354.
- Singh JN, Nguyen T, Kerndt CC, Dhamoon AS. Physiology, Blood Pressure Age Related Changes. 2023 Aug 28. In: StatPearls [Internet]. Treasure Island (FL): StatPearls Publishing; 2025 Jan–. PMID: 30725982.
- Ryczkowska K, Adach W, Janikowski K, Banach M, Bielecka-Dabrowa A. Menopause and women’s cardiovascular health: is it really an obvious relationship? Arch Med Sci. 2022 Dec 10;19(2):458-466. doi: 10.5114/aoms/157308. PMID: 37034510; PMCID: PMC10074318.