Kalp Krizi (Akut Miyokard Enfarktüsü, Kalp Enfarktüsü, MI, AMI),
Kalbe oksijen sağlayan koroner damarların genellikle bir pıhtı nedeniyle daralması veya tıkanmasına bağlı olarak, kalp kaslarına oksijen gitmemesi, kalp fonksiyonlarının yerine getirilmesinde sorun ile seyreden, ciddi, hayati tehlike oluşturan, acil bir durumdur. Acil tıbbi müdahale gerektirir. Kalp kasına oksijen gitmeme süresine bağlı olarak değişik oranda kas hasarı gelişir.
Kalp krizi tüm dünyada en önemli ani ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Özellikle son dönemde beslenme alışkanlıklarının değişmesi, hareketsiz yaşamın artması, tütün ve tütün ürünleri, alkol kullanımının artması, çevresel sorunlar nedeniyle, gerekli önlemler alınmadığı takdirde, bir süre daha ilk sıralarda olmaya devam edecektir. DSÖ, 2030 yılında kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin dünya genelinde 22 milyona ulaşacağını öngörmektedir. Kalp krizi her ne kadar ileri yaşlarda görülen ve yaşla birlikte görülme sıklığı artan bir hastalık olsa da çok daha genç yaşlarda da görülebilmektedir. Her iki cinsiyeti de etkileyen bir durumdur. Ancak erkeklerde bir miktar daha sık görülür. Bunun da tütün, alkol kullanımı, yaşam alışkanlıklarından etkilendiği düşünülmektedir.
Koroner damarlar nedir?
Kalp büyük oranda kaslardan oluşur ve diğer tüm vücut organları gibi faaliyet gösterebilmesi için oksijen ve diğer besinlere ihtiyaç duyar. Bunları da kan yoluyla temin eder. Her ne kadar tüm odacıklarında kan dolaşsa da kalp kaslarının kanlanması koroner damarlar aracılığı ile olur.
Kalpten tüm vücuda temiz kanı taşıyan aort atardamarı, kalpten çıktıktan hemen sonra kalbe temiz kanı götürmek üzere iki küçük dal verir. Bunlardan bir sağ koroner atardamar, bir diğeri ise sol koroner atardamardır. Sol koroner atardamar daha sonra tekrar iki dala ayrılır. Bu sayede tüm kalp üç adet koroner atardamar tarafından beslenir.
Sağ koroner atardamar kalbin arka kısmı ile sağ taraftaki odacıkları besler. Bunun için daha küçük dallara ayrılır. Sol koroner atardamarın bir dalı (sircumfleks atardamar) kalbin sol odacıkları, yanı ve arka tarafının bir kısmını, diğer dalı (sol ön inen atardamar) ise kalbin ön yüzünü ve sol taraftaki odacıklar arası bölmeyi besler.
Kalbi besleyen atardamarların herhangi bir nedenle daralması veya tıkanması durumunda besledikleri alanda hasar ve kalp kasının kasılma özelliğinde aksama meydana gelir. En büyük hasar son ön inen atardamar kaynaklı olanıdır. Bu nedenle kalbin en önemli koroner atardamarı olarak bilinir.
Kalp krizi neden olur?
Kalp krizinin en önemli nedeni, kalbi besleyen koroner atardamarların sertleşmesi (ateroskleroz) nedeniyle daralmasıdır. Oluşan plaklar damarı daraltır veya tıkar. Bazen de bu plaklar çatlar, kanar ve kan pıhtısı oluşur. Bu pıhtıya bağlı tıkanma olabilir. Bazı durumlarda ise vücudun başka bir damarında oluşan pıhtının kopan parçası veya oluşturduğu kan pıhtısının dolaşım yoluyla gelerek, koroner atardamarları tıkamasıyla kalp kaslarında beslenme sorunları oluşabilir.
Kalp krizi için risk faktörleri nelerdir?
Kalp krizinin nedeni olan damar sertliği, plak oluşumu bazı faktörlerden etkilenir. Bu faktörlerle mücadele etmek kalp krizlerinin önlenmesinde en temel yöntemdir.
Kalp krizi riskini artıran olası faktörler şunlardır:
- Tütün kullanımı: Tütün ve tütün ürünleri tüm kalp damar hastalıklarının en az onda birinin nedeni olarak değerlendirilmektedir. Tütün ve tütün ürünlerinin bırakılması kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümleri de önemli ölçüde azaltacaktır.
- Yetersiz fiziksel aktivite: Fiziksel aktivite vücut ağırlığının kontrol altında tutulması, kan glukoz seviyesinin düzenlenmesi, kan basıncı ve kan yağ seviyelerinin kontrolü gibi etkileri nedeniyle, kalp damar hastalıkları gelişme riskini ve kalp krizlerinden ölümleri azaltır. Haftada beş gün ve günde yarım saat fiziksel aktivite önerilir.
- Alkol kullanımı: Alkol kalp kaslarında hasara neden olur. Kalpte ritim bozukluğu riskini artırır. Kalp damar hastalıklarının gelişiminde önemli bir etkendir.
- Beslenme alışkanlıkları: Yağ ve tuz alımının fazla olduğu beslenme şekillerinde kalp damar hastalıkları riski artar. Meyve ve sebzeden zengin, tuzun ve doymuş yağların azaltıldığı beslenme alışkanlıklarının kazanılması riski azaltır.
- Obezite: Kan yağ ve glukoz seviyelerinin artışına bağlı olarak kalp damar hastalıkları riskini artırır. Ani kilo değişimleri de kalp krizi riskini artırır.
- Hipertansiyon: Koroner arterlere olan basınç yükü kalp kaslarında hasara yol açar. Diğer taraftan yüksek kan basıncının diğer organlarda yaptığı hasar da kalbin yükünü artırır.
- Şeker Hastalığı: Kan glukoz düzeylerindeki artış, kalp damar hastalıklarının görülme sıklığını ve koroner arterlerde plak oluşumu riskini artırır.
- Hiperlipidemi: Kan yağ seviyelerinin yüksek olması koroner arterlerde plak oluşumu, daralma veya tıkanma ile sonuçlanır.
Kalp krizi belirtileri nelerdir?
Kalp krizi farklı belirtilerle kendini gösterir. En sık belirti göğüs ağrısıdır. Ancak bazen herhangi bir belirti vermeden de gelişebilir. Herhangi bir belirti görüldüğünde veya başka nedenlerle yapılan tetkiklerde tespit edildiğinde mutlaka uygun şekilde müdahale edilmesi gerekir.
- Göğüs ağrısı: Göğüs üzerinde ağrı, rahatsızlık hissi, ağırlık, sıkışma veya baskı gelişebilir. Ağrı ya da rahatsızlık hissi bazen birkaç dakika, bazen de saatler sürebilir.
- Yansıyan ağrı: Göğüs ağrısı göğüs bölgesi dışında sol kola, omuzlara, boyuna, sırta ve çeneye yayılabilir. Bu durum bazen yanlış teşhis konulmasına neden olabilir. Bazen sindirim problemleri, hazımsızlık, göğüste yanma şeklinde hissedilebilir.
- Solunum sıkıntısı: Kalp kasının uygun şekilde çalışmaması nedeniyle akciğere yeterli kan pompalanamaz ve bu durum çeşitli düzeylerde solunum sıkıntısı oluşturur.
- Terleme: Aşırı şekilde soğuk terleme görülebilir. Bayılma görülebilir.
- Bulantı, kusma: Göğüsteki rahatsızlık hissi bulantı, kusma yapabilir.
- Kalpte ritim bozukluğu: Kalp kasları uygun şekilde çalışmadığından kalp atımı artabilir, ritim bozuklukları gelişebilir.
- Çarpıntı: Artmış ve güçlü kalp atımı kişide endişe kaynağı olabilir.
- Halsizlik: Koroner arterlerdeki daralmaya, kalbin çalışma düzeninin bozulmasına bağlı bir süredir devam eden halsizlik görülebilir.
- Ödem: Kalp yetmezliğinin belirtisi olarak ayak bileklerinde şişme olabilir.
- Panik atak: Yoğun bir endişe hali, panik atak görülebilir.
- Öksürük: Kalbin akciğere yeterli kanı pompalama gayreti, akciğerlerdeki kan dolaşımı nedeniyle gelişebilir.
Kalp krizi tanısı nasıl konur?
Hastanın anamnezinde göğüs ağrısının şekli, yayılma biçimi, geçmiş kalp hastalığı takipleri, yaşam alışkanlıkları vs sorgulanır.
Kalp krizi tanısı için EKG tetkiki gerekir. EKG ilk başta belirgin bir bulgu vermeyebilir. Ancak takip çekimlerde ST yükselmeleri kalp krizi göstergesi olabilir.
Diğer tetkikler:
- Kan testleri: CPK, CPK-MB, Troponin T ve I, myoglobin
- Ekokardiyogram
- Bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme,
- Anjiografi
Kalp krizi müdahale yöntemleri nelerdir?
Kalp krizi hastane şartlarında acil müdahale gerektiren ciddi bir durumdur. Hastanın durumuna göre kalbin oksijenlenmesini bir an önce sağlayacak yöntem seçilmelidir. Bunun için tıkalı veya daralmış damarın açılması ve tekrar kan akımının sağlanması gerekir. Kan sulandırıcılar bu anlamda faydalı olabilir. Ağızdan aspirin (300 mg) verilebilir.
En uygun tedavi yöntemi en kısa sürede, uygun hastalar için anjiografi planlanmasıdır. Kasıktan girilerek kalbe kadar ulaştırılan bir katater yardımı ile tıkalı atardamarın tespiti ve tıkalı kısmın açılması mümkün olabilir. Bu işlemin (balon anjioplasti) yeterli olmadığı hastalarda stend uygulaması düşünülebilir.
Acil durum çözülürse iyileşme birkaç hafta sürebilir. Daha sonrasında hastaya yaşam tarzı alışkanlıklarına yönelik önerilerde (sigaranın ve alkolun bırakılması, düzenli ve sağlıklı beslenme vs) bulunulur.
Kalp krizinin komplikasyonları nelerdir?
- Kalpte ritim bozuklukları
- Kalp kasında yırtılma,
- Kalp yetmezliği,
- Kardiyojenik şok (ciddi kalp hasarı varsa kalp düzgün şekilde kasılamaz),
Kalp krizinin önlenmesi için neler yapılmalıdır?
- Sağlıklı beslenme (yağ oranı düşük, meyve ve sebzeden zengin beslenme),
- Tuz kısıtlması,
- Tütün ve tütün ürünlerinden uzak durma,
- Alkolden uzak durma,
- Kan basıncının kontrol altında tutulması,
- Kan glukoz seviyesinin kontrol altında tutulması,
- Ağırlık kontrolü (vücut kitle indeksi takibinde),
- Düzenli fiziksel aktivite,
- Damar tıkanıklığı şüphesi varsa kan sulandırıcı kullanılması,