Geniz akıntısı

Geniz akıntısı boğazda akıntı toplandığını hissetmektir. Genelde enfeksiyonlar, alerjiler, çevresel irritanlar, egzersiz sonrası veya yutma kasları ile ilgili sorunlar nedeniyle oluşabilir. 

Burun ve yüzdeki sinüsler günlük ortalama 1,5 litre salgı üretir. Ağız, burun ve boğazdaki yüzeyel dokuların üzerindeki siliaların hareketleriyle bu salgılar genize doğru aktarılır. Saniyede 12 kez itme yapabilen bu tüycükler sayesinde akıntılar dakikada 2-3 mm hızla iletilirler. Bu sayede bu salgılar fark edilmeden yutulurlar.  

Bu salgılar sayesinde solunum yollarımızın mukozası nemlendirilir ve temizlenir. Ayrıca bu salgının içerisinde mikroorganizmalara karşı antikorlar bulunur. Bu antikorlarla vücut direnci ayakta tutulur. Bu salgı bezleri vücudumuzun hormonları, damarları ve sinirleri ile irtibat halinde düzenli bir koordinasyon ile çalışırlar. 

Geniz akıntısının sebebi, ne kadar süredir var olduğu, zaman zaman oluşup oluşmadığı, beraberinde eşlik eden başka rahatsızlıkların olması, alerji öyküsü, ilaç kullanımı gibi ek bilgiler ile netleştirilebilir. 

Geniz akıntısı ile birlikte burun içerisinin ve ağızın mukoza yapısı da tedavi için yönlendirici olmaktadır. Geniz akıntınız varsa sinüslerinizin ağrılı olup olmaması da tedaviyi değiştirecektir. Birkaç gündür devam eden ve sizi rahatsız edecek düzeyde olup geçmeyen geniz akıntınız var ise hekiminize danışınız. 

Anormal geniz akıntısı nasıl olur?

  • Salgı azalmış veya kıvamı artmışsa, normalde farkına varılmayan salgı fark edilmeye başlar. Yutkunma sırasında takılma hissi, sürekli yutkunmaya çalışma veya boğazını temizleme isteği oluşur.
  • Alerjik hastalıklarda bol sulu veya köpüklü geniz akıntısı görülür. Bu salgı burundan da akabilir.
  • Sinüzitlerde hem genizden hem de burundan dışarıya akan, daha koyu kıvamlı, sarı-yeşil, bazen de kanlı ve kokulu bir akıntı görülür.



Geniz akıntısının nedenleri

Geniz akıntısının normal ayarlarının bozulması da akıntı miktarının artmasına sebep olabilir. Geniz akıntısına sebep olabilen durumlar kısaca şu şekilde özetlenebilir: 

  • Ortam havasının kuru olması  
  • Enfeksiyonlar  
  • Bazı sistemik hastalıklar (örneğin diyabetes mellitus)  
  • Salgı hücrelerinin yaş veya reflüye bağlı olarak yapısının değişmesi 
  • Salgı taşıyan tüycüklerin fonksiyonlarının bozulması 
  • Salgı kontrolü yapan sinirsel uyarıların bozulması 
  • Soğuk hava 
  • Parlak ışık 
  • Alerji 
  • Bazı besinler ve baharatlar 
  • Gebelik 
  • Hormonal değişiklikler (tiroid hastalıkları) 
  • Doğum kontrol hapları 
  • Bazı ilaçlar 
  • Genetik bozukluklar (immotil silia sendromu) 
  • Burun içi anatomik yapılardaki bozukluklar 

 Geniz akıntısının belirtileri

Normal seviyelerin üzerinde geniz akıntısı rahatsız edici düzeye ulaşabilir. Zaman zaman öksürme refleksi tetiklenir. Hasta gündüz çok rahatsız olmasa da öksürmek isteği geldiğini ifade eder. Gece yutulmayan fazla akıntı boğazda birikir ve öksürüğe neden olur.

Alerjik bünyesi olan kişilerde bu durum daha kolay tetiklenebilir. Beraberinde baş ağrısı, nazal konjesyon, çevresel irritanlar ve enfeksiyonların eşlik edip etmediği sorgulanır.

Geniz akıntısının tedavisi

Geniz akıntısının tedavisinde öncelikle akıntının nedeni iyi sorgulanmalıdır. Detaylı muayene yapılır. Gerektiğinde radyolojik tetkikler ve diğer branşların değerlendirmesine de ihtiyaç duyulabilir.

Çevre şartlarının düzenlenmesi, hava kirliliğinden uzaklaşma, sigaranın bırakılması, ortam havasının nemlendirilmesi, alınan sıvı miktarının artırılması, burun içerisine serum fizyolojik sıkılarak burnun nemlendirilmesi, belirli süreyle salgı yumuşatıcı ilaçların kullanılması fayda sağlayabilir.

Alerjik sebeplerle olduğu düşünülen geniz akıntısı halinde öncelikle alerjiye neden olan faktörden uzaklaşılmalıdır. Beraberinde antihistaminikler, dekonjestanlar veya gerekirse steroidli burun spreyleri de kullanılabilir.

Antihistaminikler geniz akıntısı salgısını azaltmak ve kaşıntıyı azaltmak için faydalıdır. Ancak salgı kıvamını artırıcı etkisi de olacağı için burun tıkanıklığına da sebep olabilir.

Sistemik dekonjestanlar, hipertansiyonun alevlenmesine, prostat hipertrofisine bağlı şikayetlerin artmasına veya göz içi basıncın yükselmesine yol açabileceğinden dikkatli kullanılmalıdır. Bu ilaçlar bir aydan daha uzun süreli kullanılmamalıdır.

Burun içerisine sıkılan dekonjestanların uzun süreli kullanımında rebound rinit gelişebilir. Geniz akıntısının artmasına da neden olabilirler.

Steroidli spreyler daha uzun süreli kullanılabilirler ancak uzun süreli kullanılması halinde nazal mukozanın incelmesine ve hassasiyete neden olabilirler.

Sinüzite bağlı geniz akıntısı tespit edildiğinde ise öncelikle sinüzitin tedavisi yapılmalıdır. Akut sinüzit durumunda antibiyotik, nazal dekonjesten ve sistemik dekonjestanlar kullanılırken, kronik sinüzit varlığında cerrahi tedavi gerekebilir.

Mide reflüsüne bağlı farenjit sebebiyle oluşan geniz akıntısının tedavisinde proton pompa inhibitörleri veya diğer reflü tedavileri uygulanabilir.   



Scroll to Top