B2 vitamini (Riboflavin) ve eksikliği

Riboflavin, temel koenzimler olan flavin mononükleotid (FMN) ve flavin adenin dinükleotidin (FAD) öncüsüdür. Flavin mononükleotidi ve FAD, flavokoenzimler olarak adlandırılır ve işlev görmek için varlıklarını gerektiren enzimler ise flavoproteinler olarak adlandırılır. Riboflavin, hücrelerin büyümesi, enerji üretimi ve yağların, steroidlerin ve ilaçların parçalanmasıyla ilgili koenzimlerin önemli bir bileşenidir. Riboflavin vücutta hemen kullanılır ve depolanmaz, fazlası da idrarla atılır. Diyetteki riboflavin fazlalığı, genellikle takviyelerden, idrarın parlak sarı olmasına neden olabilir.

Riboflavin insanlarda sentezlenemez ve vücutta depolanmaz, bu nedenle FMN ve FAD’nin hücresel konsantrasyonlarını uygun bir seviyede tutmak için sürekli yeterli diyet alımı gerekir. B2 vitamini veya riboflavin, gıdalarda doğal olarak bulunur. Bağırsaktaki bakteriler az miktarda riboflavin üretebilir, ancak diyet ihtiyaçlarını karşılamak için bu miktar yeterli değildir.

Hücre büyümesi, enerji üretimi, yağların, ilaçların, steroidlerin parçalanması gibi olaylarda koenzimlerin bir parçası olarak görev alır.  

Ultraviyole ışınları ve güneş ışığı ile inaktive olur.  

Ekmek ve bisküvi çay, kahve ile alınırsa yok olur.  

B2 vitamini nereden alınır? 

  • Taze süt, 
  • Yoğurt, 
  • Peynir, 
  • Yumurta, 
  • Yağsız et, 
  • Karaciğer, 
  • Balık (somon vs), 
  • Fındık,  
  • Badem,  
  • Mantar, 
  • Yapraklı yeşil sebzeler (ıspanak vs), 
  • Zenginleştirilmiş ekmek, kahvaltı gevreği,  

B2 vitamininin görevleri nelerdir? 

  • Hücre büyümesi, enerji üretimi, yağların, ilaçların, steroidlerin parçalanması gibi olaylarda koenzimlerin bir parçası olarak görev alır.  
  • Enerji üretiminde gereklidir. 
  • Oksidasyon redüksiyon reaksiyonları ve normal mitokondrial aktivitede rol alır. Migren ataklarının önlenmesine yardımcı olur.  
  • Kan homosistein seviyesini kontrol altında tutar, kalp hastalıklarının gelişim riskini azaltır.  
  • DNA hasarını engeller, kanser riskini azaltır.  

 B2 vitamini ihtiyacı ne kadardır? 

  • 0 – 1 yaş çocuk: 0,4 mg/gün 
  • 1-3 yaş çocuk: 0,5 mg/gün 
  • 4-8 yaş çocuk: 0,6 mg/gün 
  • 9-13 yaş çocuk: 0,9 mg/gün 
  • 14 yaş ve üzeri erkek çocuk: 1,3 mg/gün 
  • 14 yaş ve üzeri kız çocuğu: 1,1 mg/gün 
  • Hamilelik dönemi: 1,4 mg/gün 
  • Emzirme dönemi: 1,6 mg/gün 

Normalde günlük diyet ile ihtiyacın hepsi karşılanır. Ancak bazen takviyeye ihtiyaç duyar. Riboflavin için bir maksimum doz belirlenmemiştir, çünkü gıda kaynaklarından veya uzun süreli yüksek doz takviye alımından dolayı toksik bir seviye gözlemlenmemiştir

 B2 vitamini eksikliğinde ne olur? 

B2 vitamini eksikliği bazı durumlarda ortaya çıkabilir. Bunlar: 

  • Yetersiz beslenme,  
  • Parenteral beslenme, 
  • Vejeteryan beslenme, 
  • Emilim bozuklukları, 
  • Alkol bağımlılığı, 
  • Hamilelik, 

Riboflavin eksikliği riski taşıyan gruplar:

  • Et ve süt ürünlerinin daha zayıf alımı veya tamamen dışlanması nedeniyle veganlar/vejetaryenler.
  • Gebe kadınlar, özellikle az miktarda süt ürünleri (laktoz intoleransı) veya et tüketenlerde, büyüyen fetüs ile artan besin ihtiyaçları nedeniyle.

 Çoğunlukla diğer vitamin eksiklikleri ile birlikte görülür. Eksikliğinde görülebilen olası belirtiler şunlardır:  

  • Dudaklarda çatlama, 
  • Dilde şişme, 
  • Boğaz ağrısı, 
  • Ağız ve bademciklerde ödem,  
  • Saç kaybı, 
  • Deri döküntüsü, 
  • Kansızlık, 
  • Görme sorunları, katarakt, gözlerde kızarma, 
  • Karaciğer ve sinir sistemi dejenerasyonu. 

Riboflavin, vücutta çeşitli günlük işlevlere sahip birçok enzime yardımcı olduğundan, bir eksiklik sağlık sorunlarına yol açabilir.

Riboflavin, migren baş ağrılarına katkıda bulunan oksidatif stresi ve sinirlerin iltihaplanmasını azaltmak için çalışır. Vitamin ayrıca normal mitokondriyal aktiviteler için de gereklidir; Migrenlere bazen beyindeki mitokondriyal anormallikler neden olur. Bu nedenle riboflavin, migreni önlemek için profilaktik bir tedavi olarak incelenmiştir. Migren semptomlarının üç aylık tedaviden sonra azaldığı gözlemlenir. ABD gibi bazı ülkelerde migren ve baş ağrısı tedavisinde riboflavin tamamlayıcı tedavi olarak kullanılabilmektedir.

Riboflavin, diyete et gibi hayvansal proteinli gıdalardan giren bir amino asit olan dolaşımdaki homosistein seviyelerini düzenler. Homosisteinin kandaki yüksek seviyeleri,  kardiyovasküler hastalıklar için bir risk faktörüdür. Riboflavin vücuttaki homosisteini parçalamak için, B6 , B5 ve B12 gibi diğer B vitaminleri ile birlikte çalışır. Ancak kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için riboflavin takviyesi alınması gerekli görülmemektedir.

Riboflavin eksikliğinde ağız köşelerinde mukozanın solgunluğu ve maserasyonu ile dudakların kırmızı yüzeylerinde başlayan lezyonlar sonunda yerini yüzeysel lineer çatlaklara bırakır. Çatlaklar Candida albicans ile enfekte olabilir ve grimsi beyaz lezyonlara neden olabilir. Dil eflatun görünebilir.

Ayrıca cinsel organda pullu bir kızarıklığa neden olur. Gece körlüğü, migren baş ağrıları, hafif anemi, görme bozuklukları ve depresyon dahil psikolojik etkiler ile ilişkilendirilmiştir.

Riboflavin eksikliği olan hastalarda seboreik dermatit gelişebilir. Seboreik dermatit genellikle burun-dudak arası kıvrımları, kulakları, göz kapaklarını veya genital organları etkiler. Bu alanlar kırmızı, pullu ve yağlı hale gelir.

Riboflavin eksikliğinde nadiren, gözde, korneada damarlanma, kızarıklık ve keratit meydana gelir ve bu da sulanma ve ışığa karşı hassasiyete neden olur.

Diğer B vitamini eksiklikleri olan hastalarda riboflavin eksikliğinden de şüphelenilmelidir.

Riboflavin eksikliğinin teşhisi

Riboflavin eksikliği ve yetersizliği, riboflavin metabolitlerinin enzimlerinin aktivitelerinin deneyleri veya kandaki riboflavin metabolitlerinin ölçümü ile tespit edilebilir. Diyetle alınan miktar ve idrarla atılan riboflavin metabolitlerinin miktarından tahmin edilebilir.

  • Terapötik deneme
  • Riboflavin’in idrarla atılımı

Enzim aktivasyon tahlilleri, işlenmemiş ve FAD ile işlenmiş kırmızı kan hücrelerinde glutatyon redüktaz aktivitesini ölçer. 1.15’in üzerindeki bir aktivasyon katsayısı enzimin optimal FAD doygunluğundan daha düşük olduğunu gösterir.

Riboflavin eksikliğinin teşhisi, genellikle riboflavin’in üriner atılımını ölçerek doğrulanabilir. Tedavi dozunda verilen riboflavinin tedaviden önceki ve sonraki idrar düzeyleri karşılaştırılır.

Riboflavin eksikliğinin tedavisi

Riboflavin eksikliğinin tedavisi eksikliğin düzeyine göre değişir. Tamamlayıcı riboflavin ve diğer suda çözünen vitaminler kullanılır. Bazen parenteral olarak verilen riboflavin 5 ila 30 mg oral olarak günde bir kez bölünmüş dozlar halinde iyileşene kadar verilir. Bazen riboflavin, bir multivitamin preparasyonunda tek bir vitamin olarak parenteral olarak verilebilir.

 

Scroll to Top