Aşıların sınıflandırılması

Aşıların Sınıflandırılması 

Uygulamaya geçirilen her aşı için aşı etkinliği önem arz etmektedir. Uygulanma amacı olan hastalıktan aşının koruma olasılığı aşının etkinliğini gösterir ve aşı olanlarla olmayanlar arasındaki atak hızları düzeyine göre belirlenmektedir. Etkinliği %80.0 ’in altındaki aşılar için korunma sorunundan bahsedilirken, %90.0 ve üzeri etkinliğe sahip aşıların yeterince koruyucu olduğu, arada ki aşıların ise sorun oluşturmayacak seviyede koruyuculuğunun olduğu söylenebilir. Aşının etkinliği sadece klinik çalışmalarla değil sürveyans çalışmaları sonucunda belirlenen saha etkinliği ile de takip edilmektedir. Saha etkinliği aşının uygulama şekli, soğuk zincir kurallarına uyum gibi aşı dışında birçok uygulayıcı faktörden de etkilenebilmektedir. 

Çeşitli enfeksiyon hastalıklarına karşı geliştirilmiş veya geliştirilmekte olan çok sayıda aşı vardır. Bu aşılar çeşitli özelliklerine göre farklı biçimlerde sınıflandırılmaktadır. 

Üretim şekline göre aşıların sınıflandırılması 

Canlı, Zayıflatılmış Aşılar:  

“Vahşi” virüsler veya bakterilerin, benzer etken tipinin kullanılması (çiçekte Edward Jenner’in “coxpox” tipini kullanması gibi) veya farklı üreme ortamlarında (hücre kültürleri veya hayvan embriyoları) çok sayıda pasajlama ile zayıflatma yöntemi kullanılarak (sarıhumma, poliovirus, kızamık gibi) elde edilmektedir.  İmmun cevap başlatmaya yetecek kadar küçük bir doz uygulanır, virüs veya bakteri burada çoğaltılır. Vahşi formunun neden olduğu hastalık oluşmaz veya doğal hastalıktan çok daha hafif, yan etki olarak tanımlanabilecek nitelikte bulgular oluşur. Oluşan immun cevap doğal hastalık ile elde edilen kadar güçlüdür. Genelde tek doz aşı uygulaması ile yeterli cevap oluşur ancak bazen iki doz gerekebilir. Oral uygulamalarda tek doz yeterli olmaz. Bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde (immun yetmezliği olanlarda, immun supresif ilaç kullananlarda, gebeler) canlı aşılar ciddi enfeksiyonlara neden olabileceğinden kullanılmamalıdır. 

Plasenta aracılığı ile anneden geçen antikorlar veya kan transfüzyonu aracılığı ile alınan antikorlar canlı aşıların immun cevabını azaltabilir. Bu nedenle aşı uygulamanın zamanlaması önemlidir. 

Canlı aşılar ısı ve ışığa aşırı duyarlıdır.  

KKK, Suçiçeği, BCG, İnfluenza, Rotavirus, Tifo, Sarıhumma aşıları bu grup aşılardır. 

Ölü, İnaktive Aşılar:  

Etkenin tamamı ya da bir parçasının kimyasal, ısı ya da radyasyon ile inaktivasyonu yoluyla elde edilmektedir (polio (İPV, Salk), kolera, hepatit A, veba, kuduz). Kullanımı, transportu ve elde edilmesi kolaydır. Canlı olmayan yani çoğalmayan, dolayısı ile immun sistemi zayıflamış kişilerde de kullanılabilen aşılardır. Plasenta aracılığı ile anneden geçen antikorlar veya kan transfüzyonu aracılığı ile alınan antikorlardan etkilenmezler. İmmun cevabın devam ettirilmesi için çoklu dozlar gereklidir. İlk doz immun sistemi hazırlar, immun cevap ikinci yada üçüncü dozdan sonra gelişir. Zaman içinde antikor düzeyleri düştüğü için rapel (pekiştirme) dozu gerekmektedir. Yeterli immün yanıt oluşturması için adjuvan eklenebilir. Ancak aşı üretimi esnasında etken tam olarak inaktive edilememiş ise enfeksiyon görülebilmektedir. Diğer taraftan yüksek doz antijen verilmesi gerektiği için allerjik reaksiyon gibi yan etki riski artmaktadır.  

İnaktive aşılar dört grupta ele alınabilir: 

1. Whole-cell inaktive aşılar: Kültür ortamında üretilen, daha sonra fiziksel veya kimyasal bir süreçten geçirilerek öldürülen virüs ve bakterilerin tamamını içerir (İnaktif Polio, hepatit A, Boğmaca, kuduz aşıları) 

2. Subunit aşılar: İlgili virus veya bakterinin immun cevap için gerekli olan bir kısmı kullanılır. Bu aşılarda antijen protein, polisakkarit veya bunların kombinasyonu (Hepatit B, asellüler boğmaca aşısı)

    a. Subunit / Konjuge Polisakkarit Aşılar: Kimyasal yöntemler kullanılarak bakterinin yüzeyel proteinine bir polisakkarait eklenir. Bu işlem ile uzun ve kalıcı immun cevap oluşturulur. İmmun cevap T lenfosit yardımı olmaksızın B lenfositler aracılığı ile oluşur. Bu nedenle yeterli immun gelişimi olmayan 2 yaşından küçük çocuklarda, bu aşılar ile etkili cevap oluşmaz.   

Konjuge polisakkarit tipinde immünitelerini arttırmak için taşıyıcı proteinler kullanılır. Saflaştırılmış kapsül polisakkarit antijenleri taşıyıcı proteinler ile konjuge edilerek immünite oluşturma özellikleri arttırılır (difteri toksini CRM 197 (non toksik mutant), Tetanoz toksoidi). 

    b. Subünite / Konjuge Rekombinant aşı: İmmunojenik bir proteini kodlayan genler izole edilir, bir vektöre (bakteri, memeli veya mantar) rekombine edilir. Rekombinasyona uğrayan antijen bu vektörde ekspresse edilmeye başlanır. Üretilen hücrelerden biyokimyasal yolla karbonhidrat veya protein olarak pürifiye edilir (hepatit B aşısı, Haemophilus influenza type b (Hib), boğmaca (DTaP), pnömokok, meningokok, HPV).  Kullanılan vektör hem güvenli hem de kolay üretilebilir, aşı kolay saklanabilir, üretimi ekonomiktir. Ancak geliştirilme aşaması güç ve pahalıdır. 

     c. Toksoidler: Bakteriler tarafından üretilen toksinlerin ısı, kimyasallar yada diğer yöntemlerle inaktive edilmesiyle üretilir.  Absorbsiyonu uzatmak ve antijenik etkiyi arttırmak için adjuvan kullanılmaktadır (Difteri, tetanoz toksoidleri).

    d. Rekombinat aşılar: İki veya daha fazla kaynaktan elde edilen DNA kombinasyonunun kullanıldığı Rekombinat DNA teknolojisi ile üretilir. Viral genin bir parçasının maya hücresi veya virusun genine aktarılması sonucu bir yüzey antijeni, kapsid proteini veya hemaglutinin oluşturulur  (Hepatit B, HPV ve bazı influenza aşıları).

3.mRNA ve DNA İçeren Aşılar: RNA paketlerini almış bir hücre öldüğünde geride birçok başak protein (sivri uç) ve protein parçası içeren kalıntılar bırakır. Hücre, yüzeyinde bulunan başak protein parçaları T lenfositler tarafından saptandığında B lenfositler uyarılır ve bunlardan birkaçı başak proteinlerine kilitlenir. Oluşan ve çoğalmaya başlayan antikorlar virüsün başak ptoteinlerine takılabilir, imha için işaretleyebilir ve bunların diğer hücrelere yapışmasını engelleyerek enfeksiyonu önleyebilir. mRNA aşıları enfeksiyona neden olmaz. Ancak aynı şekilde kalabilmesi için düşük sıcaklıklarda (-70°C) saklanması ve taşınması gerekir.  

Yeni bir teknoloji olan bu yöntemle Kuduz, HIV, Zikavirus gibi bazı hastalıklar ile kanser için aşı geliştirilebilecektir (Covid-19 Aşısı – Pfizer Biontech ve Moderna aşıları). 

4.Vektör Aşıları: Modifiye edilmiş virüslere, hedeflenen mikroorganizmanın antikor oluşturan antijenik yapısının genetik bilgisinin eklenmesi ile oluşturulan aşılardır (Covid-19 Aşısı – SputnikV, ZEBOV, AZD1222).

Uygulama biçimine göre aşıların sınıflandırılması 

Aşının uygulama biçimine göre aşılar rutin aşılar, gerektiğinde uygulanacak aşılar ve isteğe bağlı uygulanabilecek aşılar olarak sınıflandırılabilir. Bu sınıflama dışında uygulama şekline göre de (oral veya parenteral) aşılardan söz edilebilir. 

  1. Rutin aşılar: Belli bir plan dâhilinde tüm topluma uygulanması düşünülen aşılardır. Bu gruba giren aşıların sayısı zaman içerisinde değişmektedir. 
  2. Gerektiğinde uygulanacak aşılar: Tüm topluma değil belli risk gruplarına uygulanması düşünülen aşılardır. 
  3. İsteğe bağlı uygulanan aşılar: Bireylerin isteğine bağlı olarak uygulanan aşılardır.  

Fotoğraf: Nataliya Vaitkevich      :

Scroll to Top