Bağışıklama nedir?
Bağışıklama, bebekleri, çocukları ya da erişkinleri enfeksiyona yakalanma riskinin en yüksek olduğu dönemden önce aşılayarak, aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışını engellemek, dolayısıyla bu hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin ve sakatlıkların önüne geçmek amacı ile yürütülen önemli bir temel sağlık hizmetidir.
Aşı nedir?
Aşılar, bağışıklık sistemini uyararak hastalığa karşı koruma sağlayan, doğal geçirilmiş enfeksiyona benzer bir bağışıklık yanıtına neden olan biyolojik ürünlerdir. Aşının etkisi, zayıflatılmış ya da öldürülmüş mikroorganizmaya ya da bunun bazı parçalarına, bağışıklık sisteminin yanıt vermesiyle ortaya çıkmaktadır. Böylece kişi hastalık etkeni ile karşılaştığında bağışıklık sistemi etkeni hatırlayarak hızlıca yanıt geliştirecek ve hastalık ortaya çıkmadan ya da hafif bir tablo ile geçirilecektir.
Aşıların etki mekanizmalarını anlayabilmek için insan immun sistemi ve cevap mekanizmaları hakkında bilgi sahibi olmak gerekir.
Bağışıklık (İmmun) sistemi nedir?
Bağışıklık sistemi vücuda giren patojenleri, yabancı maddeleri, tümör hücrelerini sağlıklı vücut hücreleri ve dokulardan ayırt eden ve onları etkisizleştirmeye çalışan sistemdir.
Bağışıklık (İmmun) sistemi organları nelerdir?
Bağışıklık sistemi primer ve sekonder (periferal) lenfoid organlardan oluşur. Bunlar birbiri ile etkileşim içinde çalışır. Bu organlar şunlardır:
Primer lenfoid organlar:
- Timus,
- Kemik iliği,
Sekonder lenfoid organlar:
- Lenf bezleri,
- Bademcik,
- Lenf düğümleri,
- Karaciğer,
- Dalak,
Bağışıklık sisteminde görev alan hücreler nelerdir?
Bağışıklık sisteminde çok sayıda hücre görev alır. Her birinin ayrı vazifeleri olmakla birlikte birbirleriyle etkileşim halinde çalışırlar. Bu hücreler ve görevleri şunlardır:
-
- Lenfositler
- T lenfositler: Vücut lenfositlerinin %60-70’ini oluşturur. Kemik iliği stem cell hücrelerden köken alır ve timusta olgunlaşır. Kendine özgü reseptörlere sahiptir. CD4+ sinyal proteinleri sayesinde interlökin, interferon, makrofaj ve natural killer hücreleri aktive ederek bağışıklığa destek olur. CD8+ sinyal proteinleri ile sitokin salgılayarak virüsle enfekte hücreleri ve tümör hücrelerini öldürür.
- B lenfositler: Kemik iliği orijinli olup kemik iliği, lenf nodülleri, dalak ve gastrointestinal sistemde bulunur. Plazma hücrelerine dönüşerek antikorları (IgG, IgA, IgM, IgD ve IgE) oluşturur.
- Lenfositler
- Naturel killer hücreler: Çeşitli saldırılara karşı doğuştan immun cevabın önemli bir parçasıdır. Daha önce sensitizasyon olmaksızın çeşitli tümör hücreleri, virüs hücreleri ve bazı normal hücreleri yıkıma uğratır.
- Makrofajlar: Dentritik hücreler ile birlikte hücresel immunitede, T lenfositlerin serbest antijen tarafından tetiklenemediği durumlarda, antijenin CD4+ T lenfositlere yapışmasında ana rol oynar. Ayrıca zengin sitokin içeriği sayesinde geç tip aşırı duyarlılıkta rol oynar. Diğer taraftan humoral immunitede patojenleri öldürür.
- Dentritik hücreler: Bir kısmı lenf dokusu, kalp ve akciğerde tecrübesiz T lenfositler için reseptör görevi görürken, bir kısmı ise dalak ve lenf nodunda antikor ile bağlanmış antijeni yakalayarak immun hafızanın devamlılığını sağlar.
- Eozinofiller: Özellikle alerji ve paraziter hastalıklarda histamin salınımında rol oynar.
- Bazofiller: Eozinofiller gibi nötrofillerle etkileşim halinde etki gösterir. Fagositoz yetenekleri sınırlıdır. Dokulara çıkınca mast hücresi özelliği kazanır.
- Mast hücreleri: Fagositoz yaparak patojenleri öldürür. Genellikle alerjik reaksiyonlarda ve anaflakside önemli bir yere sahiptir. Ayrıca doku tamiri, pıhtılaşma, fibrinoliz ve paraziter hastalıklarda da rol alırlar.
İmmun cevabın temel özellikleri nelerdir?
Bağışıklık sisteminin oluşturduğu immun cevap kendine özgü bazı temel özellikler içerir. Vücut bu özellikler sayesinde dışardan gelen tehlikelere karşı mükemmel cevabı oluşturabilir. Bu cevabın yetersiz olduğu veya bu temel özelliklerden bir ya da birkaçının bozulduğu durumlarda hastalıklar, tümörler oluşur.
İmmun cevabın temel özellikleri şunlardır:
- Antijene Spesifiktir: Bağışıklık sistemi, farklı antijenlerin yapısal bölümlerine karşı daima spesifiktir. Antijenlerin bazı özel kısımları (epitoplar) lenfositler tarafından tanınırlar. Antijenlerin bu şekildeki tanıtıcı molekülleri T ve B lenfositlerin zarında bulunan reseptörler tarafından tanınırlar ve belirli yapılarıyla tutunurlar.
Antijen organizmaya ilk girdiğinde kendine özgü yüzey reseptörünü taşıyan lenfosit klonunu seçer ve aktive olur, çoğalır bir kısmı bellek hücresi, bir kısmı hafıza hücresi olarak farklılaşır (primer immün yanıt). Aynı antijen ile tekrar karşılaşmada; önceki karşılaşmada gerçekleşen bağışıklama sonucu, antijene spesifik lenfositlerin olarak genişlemesi ile immün yanıt daha erken ve daha kuvvetli gelişir (sekonder immün yanıt).
- Farklılık gösterir: Memeli bağışıklık sisteminde tanımlanabilen 109 farklı antijen çeşidi bulunmuştur. Bu durum da lenfositler üzerinde antijen bağlayabilen reseptörlerin çok farklı ve değişken olabileceğini ortaya koyar.
- Hafızaya alır: Bağışıklık sistemi bir antijen ile ikinci kez karşılaştığında daha hızlı ve daha güçlü bir cevap oluşturur. Antijen ile her maruziyet o antijene özgü hücrelerin artmasına ve immun hafızaya neden olur. Antijenik uyarı ile oluşan bellek hücreler uzun ömürlüdür. Antijen olmasa da uzun süre yaşayabilir. Böylece antijenlere karşı her zaman hazır durumdadır.
- Kendi kendini sınırlar: İmmun cevabın amacı zararlı olanı ve onu taşıyan hücreyi yok etmektir. Antijenik uyarıyı takiben normal immun cevabın işi bitmiş olacağından kendi kendini sınırlar. Amacına ulaştığında antijenik uyarı ortadan kalkmış olacağından immun cevap tamamlanmış olur.
- Kendinden olan ile olmayanı ayırır: Bağışıklık sistemin en önemli özelliklerden birisi de kendinden olan ve kendinden olmayan antijenleri tanımaktır. Genellikle lenfositler kendinden olmayan antijenleri tanırlar ve onlara cevap verirler. Fakat bireyin kendisinde oluşan antijenik özellikteki maddelere karşı yeterli immun cevap veremezler. Buna immun tolerans denir. Lenfositler bu ayırt etme yeteneğini gelişim aşamasında timüs ve kemik iliğinde kazanır. Bu özelliğin tam kazanılamadığı bazı durumlarda lenfositler kendinden olan hücrelere karşı cevap oluştururlar ve otozomal hastalıklara yol açarlar.
Antijen nedir?
Vücut hücresi yada dokusu olmayan tüm patojenler, yabancı maddeler, tümör hücreleri bağışıklık sistemi için antijendir. Bağışıklık sistemi öncelikle deri, solunum sistemi, sindirim sistemi gibi yüzeyel bariyerlerde bunların girişini engellemeye çalışır. Bu bariyeri aşan antijenler için savunma hücreleri devreye girer. Makrofaj ve fagositler antijeni yok edemezse kazanılmış bağışıklık sistemi devreye girer. T lenfositler ve natural killer hücreler antijeni yok etmeye çalışırken B lenfositlerde antijenin özelliklerine göre antikor üretmeye başlar.
Doğal Bağışıklık nedir?
Antijen ile ilk defa karşılaşma ile oluşan, antijen spesifik olmayan, yabancı ve zararlı olan maddeleri ayrım yapmadan, engelleyerek ya da elimine ederek organizmayı koruyan bağışıklıktır. Bu cevap sistemi doğuştan gelir. Hücre bir patojenin orada olmaması ve saldırmaması gerektiğini bilir.
Doğal bağışıklıkta görev alan temel elemanlar: deri ve müköz membranların fiziksel bariyerleri, kan ve dokularda bulunan fagositik hücreler (makrofajlar, nötrofiller, eozinofiller, natural killer hücreler), akut faz proteinleri, sitokinler ve kompleman sistemidir.
İlk 0-4 saat içinde gelişir ve uzun süreli bir bağışıklık sağlamaz.
Hafızaları yoktur ve yabancı ile tekrar karşılaştıklarında aynı şiddette karşılık verirler, yabancı antijenleri kazanılmış immün sistem elemanlarına tanıtım ve uyarı görevini gerçekleştirirler.
Kazanılmış (edinsel, adaptif) bağışıklık nedir?
Aktif (hastalık geçirilerek) veya pasif (aşılama) şekilde hafıza oluşur ve aynı antijen ile tekrar karşılaştığında tanıyıp daha şiddetli cevap verir. Verilen cevap patojen ve antijene spesifiktir. Cevap günler alabilir, ilk saldırıda etkili değildir ama uzun süreli bağışıklık sağlar ve sonraki enfeksiyonları önler
Kazanılmış bağışıklıkta tol alan temel elemanlar: T lenfositler, B lenfositler, antikorlar ve sitokinlerdir.
Kazanılmış (Edinsel) immunite başlıca humoral ve hücresel immunite olarak incelenir. Humoral immunite de temel olarak B lenfositler aracılığı ile oluşan antikorlar rol oynar. Antikorlar hücre dışı patojenlerin hücre duvarına tutunmasını ve konakçıyı enfekte etmesini önler. Hücresel immunite de başlıca Tlenfositler rol oynar. Sitokinler ve kemokinler aracılığı ile hücre içinde patojenleri fagositlerin yok etmesini sağlar.
Kazanılmış bağışıkta bellek iki şekilde oluşur:
1.Pasif Bağışıklık:
Pasif bağışıklık insan ya da hayvan tarafından üretilerek diğerine aktarılan antikor yada antitoksin tarafından korunmadır. Koruma hızlı başlar ancak haftalar veya aylar içinde antikor seviyesi hızla düşer.
Anne tarafından üretilen IgG antikorlar plasenta aracılığı ile bebeğe geçer ve bebeği kızamık, kızamıkçık, tetanoz, boğmaca gibi hastalıklara karşı doğumdan sonra birkaç ay korur.
Pasif bağışıklık ayrıca yıkanıp tekrar yapılandırılmış alyuvarlar aracılığı ile kan ürünleri transfüzyonu ile de sağlanabilir.
2.Aktif bağışıklık :
Aktif bağışıklık kişinin kendi immun sistemin ürettiği bir koruma sistemidir. İmmun sistem bir antijen tarafından, antikor aracılı ve hücre aracılı antikor oluşturmak üzere uyarılır. Hafıza çoğu kez ömür boyu sürer. Bir hastalık bir kez geçirilirse, o hastalığa karşı uzun süreli bağışıklık oluşur. B lenfositler kanda ve kemik iliğinde uzun süre kalır, antijen ile tekrar karşılaştığında hızla çoğalır ve tekrar antikor üretmeye başlar.
Aktif bağışıklık kazanmanın bir diğer yolu ise aşılamadır. Aşılar içerdikleri antijen sayesinde, doğal hastalık geçirmiş gibi immun sistemi uyarır. Bu sayede doğal hastalığa ve komplikasyonlarına maruz kalmadan antikor oluşur.